Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Merhaba,
Ben ve benim gibi kişilerin hayatını, geleceğini, şerefini ve gururunu kurtaran fedakâr Mehmetçik. Bana bağışladığın o kadar çok şey var ki. Aldığım her nefes senin eserin. Köle değilsem işkence görmüyorsam bunda senin payın büyük. Her dakika savaş halinde değilsek, ölüm korkusuyla yaşamıyorsun, dışlanmıyorsun, ikinci sınıf insan sayılmıyorsam, esir değilsem bu sendendir. Ailem, yakınlarım gözümün önünde öldürülmediyse onlarla mutlu mesut yaşıyorsam bunu sana borçluyum. Sen bize yaşanabilir bir hayat verdin. Yaşayabileceğimiz bir toprak verdin. Kendi dilimi ana dilim diye konuşuyorum. Kimsenin himayesi altında değilim. Kendi bayrağım yükseliyor masmavi gökyüzünde. Kara bulutlar saramıyor etrafımı istesede. Başkasının değil kendi bayrağımız. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık sembolü, ay yıldızlı kan kırmızısı bayrağımız. Göklerde dalgalandığını gördükçe ne kadar özgür ve bunu sana borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Sana bu borcu ödeyemeyeceğimizi biliyorum. En azından ileri bir topluluk olun diyişini duyabiliyorum. Çok şey değişti sizden sonra. Kardeşlikler bitti. Sen kendini hiç tanımadığın kardeşlerin için can verirken biz birbirimizi tüketiyoruz.Herkes açık arıyor.Özür diliyoruz.Ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor.Biz hiçbir zaman sizlere layık olamayacağız.
DERYA AYDEMİR
Ey Şanlı Şehitlerim
Sizin hikâyenizi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim. Yaşımın küçük olmasına rağmen sizin vatan için verdiğiniz mücadele beni çok derinden etkiledi ve bu benim içimde hiçbir zaman çıkmayan bir acı olarak kalacak.
Şimdi ise düşünüyorum da, kiminizin yaşı daha çok küçük olmasına rağmen elinizde doğru düzgün cephane olmamasına rağmen kendinizi ateşin ortasına atarcasına savaşmaya vatanı kurtarmaya gitmişsiniz. Kiminizin ise arkasında birçok gözü yaşlı anne, gözü yaşlı eş ve çocuklar bırakmışsınız.
Kim bilir ne kadar gurur vericiydi sizin o arkanıza bile bakmadan başınız dik bir şekilde savaşa gidişiniz. Bunları düşünürken bile duygularıma hâkim olamıyorum. O zamanlar yaşasaydım sizin gibi gözümü kırpmadan savaşa gider miydim? Emin değilim.
Vatanımın gurur kaynağı şehitlerim, yurdumun solmayan gülleri sizinle ömrümün sonuna kadar gurur duyacağım. İnanın ömrümün sonuna kadar adınızı her yere taşıyacağım ve her zaman gururlanacağım.
BATUHAN GÖZÜTOK
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ’NE MEKTUP
Söze nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. O kadar zor ki… Hiç görmediğin tanımadığın nasıl birileri olduğunu bilmediğim kişilere mektup yazmak. Ama bir o kadar da içinde onlara karşı sevgi, saygı, güven ve minnet duygusu barındırmak. O kadar karışık ki insan ne yazsam diye düşünüyor. Ben de şuan aynen bu durumdayım. Öğretmen Çanakkale şehitlerine mektup yazın dediği zaman bir an durdum ve kendime şunları sormaya başladım. Hiç tanımasam da görmesen de nasıl birileri olduğunu bilmesen de Mehmetliklere borçlu olduğun bu vatan, bu topraklar için ne söyleyeceğim? Ne yazacağım? Bu minnet duygusunun karşılığını verebildik mi? Veremedik mi? Bize bu vatanı emanet eden onca askere bu vatan uğruna evlerinde, sıcak yataklarından ayrılan onca Mehmetçiğe karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirebildik mi? Bu vatana, Mehmetçiklere yakışır biçimde sahip çıkabildik mi? Diye bir sürü sorular sordum. Şimdi bunların cevabını arıyorum. Düşünüyorum, mektubumda sizleri üzecek bişey söylememek için. Düşünüyorum, yalan söylememek için. Ama ne yazacağımı düşüncelerimin doğruluğunu bilmiyorum. Bu memlekete layık mıyız bilmiyorum.
Aslında sizlere layık olmak için ne yapmalıyız? Bu sorunun cevabını düşünüyorum. Eğer sizler gibi vatanı korumak, yükseltmek istiyorsak illa sizler gibi şehit mi olmamız lazım? Evet gerekirse bizde bu vatan için şehit oluruz, peki şehit olmadan günümüz şartlarıyla bir şey yapmak daha doğruysa işte benim istediğimde tam bu; günümüz şartlarını kullanmak. İnsanlar birbirini öldürerek savaşarak değil de eğitimiyle bilgisiyle gelişmişlik düzeyi ile birbirleriyle savaşsın. Öyle bir ülke olsun ki askeriyle, kültürüyle, eğitimiyle, gelişme hızıyla, adından bahsettirsin. Diğer ülkeler bunun nasıl başarıldığını merak etsin, öyle merak etsinler ki bizleri günümüzü araştırsınlar hatta geçmişimizi tarihimizi merak etsinler ve siz kahramanlarımızı öğrensinler şanlı tarihimizi bilsinler istiyorum. Ve bunları yapmak için de illa savaşarak şehit düşerek olmasın. Ama o noktaya da gelirsek inanıyorum ki hepimizin içinde tıpkı sizler gibi Mehmetler çıkar. Benim söyleyeceklerim bu kadar biz şimdi böyle bir millet olmaya çalışıyoruz. Umarım size layık olabilmişizdir.
EBRU DURDU
Şanlı ve kahraman atalarım şuan çok karmaşık duygular içindeyim size nasıl bir mektup yazacağımı bilemiyorum. Çünkü siz çok yüce insanlarsınız. Siz olmasaydınız biz şuan hangi devletin sömürgesi altında yaşayan sömürülen bir devlet olurduk? Bunu bilemiyorum ama bildiğimiz tek bir şey var bu vatan bu millet sizi asla unutmayacak. Siz orda karda kışta bu ülkenin bağımsızlığı için bu ülkenin bizim olması için bu ülke için savaştınız ve bu ülkeyi bize bıraktınız. Bu ülkeyi bu savaşı bağımsızlığı kazanmak bizim kelimelerle anlattığımız kadar kolay olmadı. Siz orda sadece büyük devletlerle savaşmadınız orda yoksullukla, açlıkla, soğukla vb. bu milleti kurtarmak için canını bile gözünü kırpmadan feda edebilen şanlı askerlerimizsiniz.
Düşünüyorum da şimdi bir savaş olsa acaba sizin gibi ailesiniz sevdiklerini gözü yaşlı bıraktıklarını düşünmeden o cepheye savaşmaya gidecek insan var mıdır? Ben bile kendimden şüphe duyuyorum. İnşallah Allah bize de orada savaşmayı, savaşacak cesareti, iman gücünü vermeyi nasip etsin. Sizler ölümsüzsünüz çünkü şehitler ölmez. Siz ölmediniz ama biz sizin bıraktığınız emanete bu ülkeye sahip çıkamıyoruz. Çünkü eskisi gibi vatan millet sevgisi kalmadı herkes kendi çıkarını düşünüyor. Bu ülkeye nasıl zarar veririm diye düşünüyor. Kimse bu ülkenin gelişmesini istemiyor. Bütün devletler eskiden olduğu gibi bize düşman ama biz bu vatanı kolay almadık kolay kolayda bırakmayacağız. Kimse “Türk” kelimesini duymak istemese de ben diyorum ki “Ne mutlu Türküm diyene.”
Halil İbrahim Karaoğlan
ŞEHİTLERİMİZ!
Sizin vatanınız ve bizim için yaptıklarınız o kadar çok önemli ki ama biz bunun farkında değiliz. Vatanınızın bir karış toprağını bile korumak için savaşan ve gözünü kırpmadan ne pahasına olursa olsun kanını feda edebilen Şehitlerimiz! Gelip de bizim şu halimizi görseniz bir damlacık kanınızı bile vermezdiniz. Biz ise orda ki insanlık dramını bir film gibi görerek ve sizi önemsemeyerek size ne kadar haksızlık ettiğimizin farkında olsak sizin koruduğunuz bir karış toprağı bile karanlığa sürüklemezdik. Ama ne yazık ki vatanımızı sizin gibi koruyamıyoruz ve karanlığa doğru yavaş yavaş yelken açıyoruz. Şehitlerimiz biliyoruz ki yattığınız yerde rahat uyuyamıyorsunuz. Dert etmeyin biz bu vatanda oldukça sizin bırak tığınız bu mirası koruyacağız. Siz ki bu vatan için arkanıza bile bakmadan kahramanca savaştınız. Bu savaşta kimleri kaybetmediniz ki! Ailenizi,çocuklarınızı,eşinizi,dostunuzu hiç düşünmediniz. Her şeyi geride bırakıp vatan uğruna ne pahasına olursa olsun savaştınız. Biz ise hiç sıkıntı çekmeden sizin kazandığınız vatanda yaşayıp gidiyoruz. Ama inanıyorum ki biz de o dönemde sizler kadar olmasa da yinede vatanı korumaya çalışırdık. Fakat şimdi çok rahat olduğumuz için biraz da vatanın ne demek olduğunu , vatanın bir karış toprağının bizim için ne denli önemli olduğunu anlamıyoruz. Siz şehitlerimizsiniz ama ölmediniz. Bu topraklar bizde oldukça ölmeyeceksiniz.
Sizin gibi kahramanlarımız olduğu için
NE MUTLU BİZE NE MUTLU MİLLETİMİZE
Halil YILDIZ
ŞEHİDİM
Çanakkale deyince aklıma birçok şey gelirdi ama bir mektup yazmak… Sanırım biz artık unutuyoruz sizi. Yoksa bu yarışmalara hiç gerek kalmazdı. Bu yarışmalar sırf sizi hatırlatmak için yapılıyor. Ne kadar acı sizi yine hatırlamaya çalışmak, yaşamak… Yaşamak dedim de sizi yaşamak ne mümkün. Siz Bedrin aslanları değerinde, siz iki cihan sultanı ile savaşmış bir cennetle müjdelenen nesil. O kadar asker, tek bir ruh, millet kurtarma sevdası. Siz Hz. Muhammed’ e(SAV) komşuluğa giden bir ümmet. Bu millet size çok şey borçlu ama bugünkü milleti bir görseniz savaşmayı bırakır düşmana verirdiniz sanırım. Bugünkü millet bilincini yitirmiş, benliğini yitirmiş Doğu Roma yı da Batı Roma yı da yıkan Türklere bir hırs bulaşmış Yeni Roma ya girmek. Sen ki tüm dünya devletlerine elinde silah olmadan kafa tutmuş, meydan okumuş ve başarmışsın. Ülkeni, milletini, dinini, korumayı amaçlamışsın. Millet kendini muhafaza etmeye çalışmış, belli kısım yapmış, belli kısım… Milli benlik kalmadı bu zamanda lafta herkes milliyetçi, savaşçı bunlar tek bir şey hepsi yamyam hepsi aç. Hepsinin tek amacı, tarihten silmek bizleri… Unutturmak sizleri… Gömecekler bizi toprağa, gideceğiz gerçek anamız toprağın kucağına… Yamyamlar sarmış dört bir yanı, birleştirmiyorlar ana yurtla bizi. Hepimizi unutmaya mahkûm ettiler. Unutturuyorlar sizleri… Gelişim lafta var hep gelişiyoruz diye gidiyoruz karanlığa... Ben unutmayacağım ben bağıracağım, haykıracağım hep unutturmayacağım sizi. Sizi sadece belli tarihlere sığdırıp anlatmayacağım sen bir yüz yıla sığmamışsın ben seni nasıl sığdırayım bir güne, bir haftaya, sığmazsın taşarsın. Ben sizi neye sığdırayım, hiçbir şey kabul etmez, utancından mahvolur hepsi, senin asilliği sığdıramazlar kendine. Şimdi nereye koyayım kitaplarda bir sayfaya üç satır kelime, nasıl olacak bu iş bir kapağın içine sığmadın. Şimdi buldum senin yerini senin yerin göklerdeki ay yıldızın kırmızısı…
Harun SOLAK
Selam size Çanakkale Aslanları
Sen bize çok zor şartlarda bu vatanı emanet ettin. Yedi düvele meydan okundun. Bazen mermin bitti, süngü taktın, aç kaldın taş bağladın, yaralandın belki yıllarca belki de hiç aileni görmeme ihtimaline rağmen yine de cepheye gittin ve kahramanca savaşıp destan yazdın. Peki, niye bunları yaptın?
Bizim için mi, Çanakkale geçilmez dedin. Peki, hiç düşünmedin mi, torunlarımız bu vatana sahip çıkabilir mi? Eğer gençliğimizin şimdi ki halini görseydin cepheye gitmek şurada dursun, ayağını bile kıpırdatmazdın. Çünkü biz verdiğin emanete sahip çıkamıyoruz. TÜRK gençliği günden güne bozuluyor. Artık Çanakkale’yi geçtiler. Sen geçirmedin ama biz geçirdik be atam…
Biz Sultan Alparslan’ın, Fatih’in torunları olduğumuzu unuttuk. TÜRK milleti bencil olmaya başladı. Artık çoğu kişinin vatan, millet umurunda değil. Ama sen üzülme biz daha bitmedik. Daha içimizde vatan millet aşkı dolu TÜRK evlatları var. Sen şimdiki gençlik için canını vermedin. Sen Kürşad için, Fatih için, Sultan Alparslan için yani atalarımız için canını feda ettin.
Bu topraklar üzerinde çok TÜRK kanı aktı. Çünkü burası bizim toprağımız bizim vatanımız. Ne mutlu sana ki sen bu toprakları düşmana dar ettin, cehenneme çevirdin.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE
İbrahim Alparslan
TÜRKMEN
Ulu, Yüce Kahraman Şehitlerimiz
Sizleri çok özlüyoruz. Sizler gibisi yok, olmayacak olamaz. Bu nesil sizlere muhtaç. Bu neslin doğru kişilere, doğru nasihatlere, gerçek kahramanlara, askerlere ihtiyacı var. Siz şahadet şerbetini en iyi şekilde içtiniz. Biz şahadet şerbetinin tadını tatmak istiyoruz, yaşamak hissetmek istiyoruz ama yapamıyoruz.
Bize Çanakkale’yi anlatın, bize şehit olmayı anlatın, bize Türk olmayı Osmanlı olmayı anlatın. Sizin sayenizde biz buradayız özgürüz. Siz bizim ulaşmaya çalıştığımız refah seviyesine çıkarmaya çalıştığımız, bu ülkenin kurucusu askeri liderlerisiniz. Biz ise sizin kurduğunuz bu güzel ülkeyi memleketi geliştirmeye çalışan ama yapamayan torunlarınızız. Bir işte önemli olan temeli atmaktır. Ondan sonrası kolay. Siz zor olanı başardınız. Fakat biz hâlâ çıkmakta zorlanıyoruz. Şu an bizi görseniz belki de “ Biz bunlar için mi canımızı gözümüzü kırpmadan verdik.” diye yakınırdınız. Siz rahat uyuyun görevinizi fazlasıyla yerine getirdiniz. Ahrette bizlerden şikâyetçi olmayın. İnşallah en kısa sürede ülkemiz en refah ve en Layık düzeye gelecektir.
İbrahim Balta
Ey Şehit Oğlu Şehit Atalarım!
Başta Allah sizi cennetin koyar ve biz torunlanıza şefaat edersiniz inşallah..Ey şehit oğlu şehit atalarım siz bu memleketi kurtarmak ve biz torunlarınıza bırakmak için aç ve susuz kaldınız memleketinizden ayrı düştünüz..Malınızı ve varlığınızı ve her şeyiniz olan canınızı verdiniz.Ailenizden ölürsem şehit kalırsam gazi olurum diyerek ayrıldınız.Yavuklunuzu nişanlınızı babanızı ve sizden başka kimsesi olmayan annenizi geride bırakıp bu vatan için bu din için gidip cephede aç susuz savaştınız. Hepsi iyi bir gelecek, geleceğe bağımsızlığını vermek için canlarınızdan vazgeçtiniz.
Bunları yazarken üzülüyorum. Çünkü her şeyinizden vazgeçerken sizin adınız geçtiğinde bir Fatiha okuyamayacak seviyeye düştük. Siz islamı güzel bir şekilde yaşayıp şehitlik mertebesine ulaştınız. Ama şimdi sizin arkanızdan bir Fatiha okuyun desek Fatiha ne diye soran bazı insanlar çıkacak. İşte bir size bakın birde bize , siz şehitlik mertebesine ulaşmışsınız ve biz bir Fatiha suresini bile bilmiyoruz.
Biz sizin hakkınızı nasıl ödeyeceğiz bunu düşündükçe insan çıldıracak gibi oluyor. Çünkü siz 250 BİN atamız canınızı bizim için vermişsiniz. Biz şimdi istiklal marşı okunurken elimiz cebimizde duruyoruz.
Ellerinizden öpüyorum ve Allah’tan sizin bize şefaatçiniz olmanızı niyaz ediyorum! Ben sizlerden helallik istiyorum. Hakkınızı helal edin ve mezarlarınızda rahat uyumanızı diliyorum.
İBRAHİM ÇELİK
Ey Çanakkale bekçileri,
Bir olay olduğunda anamızı ilk koruyacak olan babamız, dayımız, amcamız, biz yani
Çocukları oluruz. Eğer vatan bizim anamızsa ve onu zor gününde koruyan onun çocuğu, dayısı, amcası, babasıysa Çanakkale’de o zor, çetin şartlar altında can verme pahasına vatanı koruyan siz aziz şehitlerimiz bu vatanın çocukları, dayıları, babalarısınız. Kısacası bizim atamız damarlarımızdaki asil kanın kurtarıcılarısınız.
Çanakkale’deki o zor ve çetin şartlar altında vatan anayı koruyan siz şehitlerimize sonsuz teşekkürlerimi bildirmekten gurur duyarım. Ama ne yazık ki bize verdiğiniz, daha doğrusu emanet ettiğiniz bu vatanı layıkıyla koruyup kollayamıyoruz. Daha doğrusu aramızda kollamayanlar, korumayanlar var. Herkes böyle desek yalan olur. Sizden sonra bu topraklarda bu vatanda çok şey değişti. Zamanında sizinle savaşıp canınıza kast eden düşmanlarımıza yalakalık yapar hale geldik. Örneğin; AB’ye girmek için çok tavizler verdik ve halende giremedik. Bence daha da giremeyeceğiz. O eski uyanıklığımızı, cesaretimizi uyandırmak için başımıza bir felaketin gelmesini bekler olduk adeta. Selam verip selamın alınmadığı uzatılan bir ele elin verilmediği, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesinin hâkim olduğu berbat bir zaman diliminin içerisindeyiz. Biz sizler gibi birlik olup omuz omuza bunlarla savaşamıyoruz. Ama biliyoruz ki her TÜRK’ ün yüreğinde kocaman bir aslan yatar. Aslanın harekete geçmesi için uyanması gerekir. İşte biz bu aslanın uyanması için bir uyarıcı bir düşman bekler olduk. Hani Oğuz Kağan diyor ya “ Tanrı Türk milletini rahata alıştırmasın” biz rahata alışmaya başladık. Rahat yaşayan bir toplum her an saldırıya açık bir karakol gibidir. Her an düşmeye hazırdır. Eğer karakolun içinde birkaç asker önce uyanırda saldırıyı fark ederse yani rahatını bozarsa o karakolun düşmesi çok zordur.
Vatanı karakola benzetirsek saldırılardan korunmak için rahatını bozacak fedailere daima ihtiyaç olacaktır. İşte sizin zamanınızda bu görevi siz yaptınız. Allah’ın izniyle biz bu görevi sizlerden devraldık. Görevimizi yapmak için Türkülüğü eskisi gibi güçlü olmak için değil rahatımızdan biz bu vatan için canımızdan seve seve vazgeçmeye hazırız. Allah yüzümüzü kara çıkarmasın.
Sizlere hayran olan Mehmet…
Mehmet DOĞRU
Sevgili Kahramanlarım;
Sizi her yıl saygıyla anıyor ve hatırlıyoruz. O günün şartları ve zorlukları nasıldı ve nasıl gidiyordu bilmiyoruz ama izlediğimiz videolarda ve ölen insan rakamlarına baktığımızda günümüz şartlarına göre sanki farklı bir dünyada yaşamış gibisiniz. Siz bunları başararak 5/10 ülkeyle tek başınıza azimle, inançla, Allah yardımıyla kazandınız. Kazandığınız bu vatanı korumak bize düşer. Bizim yaşadığımız bölgelerde vatan sevgisi ve koruma duygusu her gençte var ama batı ülkelerine yakın olan bölgelerde ki genç beyinler için aynısını söyleyemem. Çok değişti onlar abi kardeş kavgası, karı koca kavgası ve bunlardan doğan ölümler çok fazla. Aslında içim yansa da genç canların gitmesine dünya güzeli annelerin nur dolu gözyaşlarına elimden bir şey gelmiyor. Sadece diken diken tüylerle belki birkaç göz damlacığıyla geçiyor haberin ardından. Yinede faydam dokunuyor gibi hissediyorum. Bir söz gelince aklıma kimin söylediğini de bilmiyorum ama o sözü de yazayım size; elimden bir şey gelmiyorsa bile kalbinle iste, ben de kalbimle istiyorum. Herkes mutlu bir şekilde yaşayıp vatanımızın en gelişmiş bir ülke konumunda olmasına bunun için çalışıyorum derslerime. Sıkı sıkı inanmıyorum bir gün bu olacak herkes kardeş olacak. Bunları yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Sizin gözünüz arkada kalmasın sahip çıkarız biz vatanımıza…
MURAT BEKTAŞ
ŞEHİDİM…
Çanakkale herkesin bildiği ama asla için de yasayamadığı bir destan. Beklide en gerçekçi en acılı en soylu destanımız Çanakkale destanı. Birbirinden yiğit birbirinden kahraman gençlerimizin çocuklarımızın daha hayata gözlerini açmadan kendilerini Çanakkale topraklarında buldukları o destan. Gençler çocuklar diyorum çünkü onlar daha on beşine gelmemiş küçükler. Onlar bu vatan için hayatın en güzel döneminde bizim gibi oyun parkları yerine kendilerini savaş meydanında bulmuşlar. Onlar bizler gibi bizler gibi akşama neyli pasta yesem diye düşünmeyip savaş meydanında aç karnına kurşundan nasıl kurtulurum diye düşünmüşler. Onlar bizim için bu vatan için bu ezan için savaşmışlar can vermişler. Şimdi düşünüyorum biz onlar için ne yapıyoruz. Aslında hiçbir şey. Şimdi seslenişim sana şehidim
Gitme ey yolcu ,beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil,paylaşalım
Ne yapsın ya’simi kahreyleyeyim bilmemki!
Öyle dehşetli muhitimde döner matem ki
Ah karşım da vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi….nasıl yerlere geçmez insan..
M. Akif ERSOY
Belkide herkes sizin gibi olmayabilir en azından siz şehitlerimize saygı göstersinler.Siz gözünüzü kırpmadan savaşırken sizin yaptıklarınızın hatırına 1 dakikalık saygı duruşuna dayanamıyorlar.Banane deyip sırt çeviriyorlar.Keşke bu nesilde 99.yıl önce o cephede yaşasaydı diyorum yaşasaydı da görseydi vatan için nasıl savaşılır, vatan için savaşmak neyse vatan nasıl sevilir vatana nasıl sahip çıkılır görselerdi ...
MUSTAFA ÖZEN
Ey ölümsüz kahramanlar,
Siz çok zorlu şartlarda ölümü göze alıp cepheye gittiniz. Düşmanla karşı karşıya geldiğinizde bile hiç tereddüt etmediniz, geri çekilmediniz. İşte biz sizin bu fedakârlığınız ve korkusuzluğunuz sayesinde şimdi bu topraklarda Türk ve Müslüman olarak yaşıyoruz. Eğer ki geri çekilmiş olsaydınız biz belkide köle olarak yaşıyor olabilirdik. Hepsini size borçluyuz. Siz gözünüzü kırpmadan bu vatan uğruna savaştınız ve bu vatanı bize emanet ettiniz. Ama Türk gençliği bu vatana layığınca sahip çıkamıyor artık Türk gençliği bozulmaya başladı. Siz düşmanların Çanakkale’yi geçmesine izin vermediniz, gemilerini Çanakkale boğazına batırdınız ama şimdi serbestçe geçebiliyorlar. Artık kimin tarafını tutacağımızı bilemiyoruz. Şimdiki gençler bu vatanın ne zorluklar altında kazanıldığını unuttu. Türkler özbenliğini kaybetmeye başladı. Ama biz hala buradayız hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğiz. Elimizden geldiğince bu vatana sahip çıkacağız. Siz yerinizde rahat uyuyun bu vatan bize emanet. Bize geçmiş olan tüm haklarınızı helal edin.
Onur Işık
Ey şanlı askerim,
Sizin gibi vatanını, milletini, toprağını koruyan asker yetiştiren anneler babalar ne mutlu. Siz ne yüce askerlersiniz. Ananızı ,babanızı gözü yaşlı bıraktıklarınızı düşünmeden cepheye savaşmaya gelen şanlı askerler.Keşke bende küçük yaşta değilde büyük büyük olsaydım sizlerle birlikte savaşsaydım ahhh o zamanlar nerde.Bende sizin gibi şanlı bir asker olmak isterim .küçüklerde cepheye gelebilir.Ben gelip size mermi taşısam su dağıtsam yardım etsem sizlere iyi olur bence.Sizler korkmayın düşman ne kadar fazla olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir zaman sizlerden üstün gelemezler sizleri yenemezler.Sizlerde iman gücü var.sizler ölümsünüz.çünkü şehitler ölmez Size şaşıyorum.Acaba şimdi öyle bir savaş olsa sizin gibi ailelerini sevdiklerini gözü yaşlı bırakıp giden olur mu?Bilmiyorum ben bile kendimden şüpheleniyorum ,utanıyorum kendimden buna böyle bir cesareti gösteremeyenlerinde utanması lazım bence eğer içinde birazcık vatan sevgisi vatan aşkı varsa.Şimdi neler söyleyeceğimi inanın bilmiyorum sizin yaptıklarınız, başardıklarınız karşısında utanmadan bir şey yapmadan sizin yaptıklarınızla övünüyoruz.Sizler yücesiniz.ALLAH sizin gibilerin her zaman yanındadır.Sizin gibiler oldukça bu vatan asla ve asla bölünmez.Kimse bu vatanı bölmeye cesaret bile edemez…
RAMAZAN ÇAKIL
Selamünaleyküm Kahraman Dedelerim
Ben sizin bıraktığınız gelecekte yaşayan torunlarınızdan biriyim. Yattığınız yerde rahat mısınız? Diye soracağım. Sizin cevabınızı tahmin edebiliyorum: Rahat değilim diyeceksiniz, bende böyle derdim.Şimdiki Türklere bakıyorum bir çoğu atasının yolundan şaşmış, aslında sadece Türklerle sınırlandırmamak gerek Türkiye’de yaşayan bir çok millet kendi benliğini yitirmiş durumda Avrupa’ya benzeme akımı başlamış.Şimdiki geleceğin böyle olacağını bilseniz bu kez gelecek kuşaklar için değil sadece o anki Osmanlı devletini korumak ve namusunuzu savunacaktınız.benim yaşadığım zamandaki gençlik kendi hayatındaki o anı
yaşar, gençliğinin tadını çıkarmaya bakar başkalarını veya geleceği düşünmezler. Siz ki 15 yaşındaki bıyığı yeni terlemeye başlamış genciniz sakalına ak düşmeye başlamış yaşlınız omuz omuza verip bu milleti savundunuz, ölüme bile bayama gidercesine gülerek gittiniz ve şahadet şerbetini bir çoğunuz içtiniz. Fakat bizler ise yaptığınız o kahramanlıkların karşılığını henüz veremedik ama bir gün karşılığını vereceğimize inanıyorum.Bu yeni gençliğin
böyle yapmalarından yılmayacağız. Siz ne zorluklarla ne yokluklarla Çanakkale savaşını kazandınız. Bizler ise bu kadar varlıkla bu kadar kolaylık varken sizin gibi olamadık. Ancak sahtekarlığa ve kolay yoldan para kazanma hırsı bürümüş.Artık insanlar için devlet yok gibi sadece kendisi varmış.Bazen düşünüyorum bu insanlık nereye gidiyor aşk işleri almış başını gidiyor bari aşkları gerçek olsa oda yalan.Dedelerim geri gelin bu Türkiye’nin size ihtiyacı var. Ama gelmezsiniz çünkü bir kere şahadet şerbetini içtiniz onun verdiği hazdan nasıl vazgeçersiniz fakat bu gençlik ölüyor Dedelerim ama elden bir şey gelmiyor. Bu işler ne kadar gidecek bilmiyorum, ama tek bir şey biliyorum sizin gibi Kahraman ve yiğit insanlar çıkmadıkça dünya birbirine girecek. Ellerinizden öperim kahraman dedelerim.
Gelecekteki torununuz
Salih CEYHAN
Ey şehit oğlu şehit,
Bombalar, toplar, kurşunlar yine durmuyor. Uykusuz geçen gecelerin sonu gelmiyor. Belkide açsınız, susuzsunuz ama yinede savaştan dönmüyor, düşmanın iliğine kadar işliyorsunuz. Ölümüne savaşıyorsunuz. Zafere kilitlenmişçesine kendine, milletine, bayrağına güveni tam. Sen şehit oğlu şehitsin.
Mete’nin Çinlileri korkutup Çin seddini yaptırdığı gibi, Avrupa’ya aman dileten Attila gibi,50 bin orduyla 200 bin kişilik orduyu yok eden Alparslan gibi, 2 binle 500 bin haçlı ordusunu Hataya kovalayan Kılıçaslan gibi, 40 çeri ile binlerce kişilik çine karşı duran Kürşad gibi, gemileri karadan yürütüp çağ kapatıp çağ açan Fatih gibi aldınız Çanakkale’yi o şanlı kanınızla, bayrağımızla. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız işte. Belki şimdi onlar yok ama anılarınız ve şanlı kahramanlıklarınız hala yüreğimizde ve hep öyle kalacak. Bende isterim sizinle olmayı, birlikte savaşmayı. Bende isterdim vatanı için aç kalmayı, uykusuz kalmayı. Bende isterdim kahramanca şehit olmayı. O ak alnınızla mezarınızda rahat edin ruhlarınız şad yürekleriniz rahat olsun.
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
SELÇUK ÇALIK
Çanakkale şehitlerine ;
Şuan içimde barındırdıgım binlerce karmaşık duygu var ki bunları nasıl anlatacagımı , kelimelere nasıl dökecegimi bilmiyorum . ama şunu biliyorum ki bir yerlerden başlamam lazım .
Sizler bizim için Çanakkalede gözünüzü kırpmadan gece gündüz , kar kış demeden cesurca savaştınız . kimi zaman açtınız kimi zaman açıktaydınız . ama hiçbir zaman yılmadınız . amacınız vatanınızı korumak , bizlerin rahat etmesini saglamaktı . siz hiçbir zaman amacınızdan , ugrunda canınızı feda ettiginiz vatanınızdan vazgeçmediniz . ama şu da varki , bu kadar çabalarınızın . ugrunda can feda ettikleriniz – vatanınızın kurtulması ugruna geride eşinizi , ailenizi , her şeyinizi bıraktınız – için degecegini sanmıyorum . biz de sizin gibi aynı amaç ve hedef yolundayız fakat bu amaca hainlik eden , vatanını karış karış satan hainlerle mücadele ediyoruz . İnanıyoruz ki bizlerde – sizin kadar olmasak da – elimizden geldigi kadar sizler için , kendimiz için , en önemlisi vatanımız için canımızı feda etmek pahasına savaşacagız . sizlerin , yattıgınız yerde rahat etmeniz , canınızı başa vermediginiz ve bize verdiginiz bu emanate sahip çıkmak için her şeyi göze alıyoruz .
Yattıgınız yer cennet , ruhunuz şad olsun .
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Merhaba, yurdum için tüm fedakârlıkları yapan hiç tanımadığı ve tanıyamayacağı insanlar için onların şerefi, namusu için Çanakkale`de, Sarıkamış`ta, Bedrin askerleri gibi sonunda ölüm olduğunu bile bile M.Kemal`in önderliğinde ``ALLAHUEKBER``diyerek savaşa giden Mehmetçiğim. Sizleri şu iki üç taneciğe sığdıramıyorum. Mehmetçiğim biz seni görmeden sevdik. Biz sizleri görmeden sizlere bağlandık. Mehmetçiğim böyle diyorum. Ama bir de etrafıma bakıyorum da biz sizlere layık evlatlar, torunlar olamıyoruz. Şöyle bir etrafıma yeniden bakınıyorum da, devleti satanı mı dersin, kardeş kavasına düşeni mi? Dedelerim, o zamanlar siz, Kürt, Türk, Alevi, Sünni, Çerkez demezdiniz. Siz tek bir kelime kullanırdınız``kardeşim``.Ama şimdi şimdi öyle değil. Artık ``biz``kelimesini kullanmıyoruz. Dedelerim sizler şu an bizi görüyor olsaydınız, Çanakkale`ye bizim için yeniden gider miydiniz? Ya da bizler için şehit olduğunuzdan dolayı pişman olur muydunuz? Böyle diyoruz ama cepheye mermi taşıyan, çocuğunun üzerinden battaniyeyi ıslanmaması için merminin üzerini örten nenelerimizi unutmamalıyız. Onların da çok ama çok büyük katkısı var. Ama Seyit Onbaşını`da arka plana atmamalıyız. O 275 kiloluk on kişinin dahi kaldıramayacağı mermiyi tek başına Allah`ın hidayetiyle kaldırdı ve en büyük gemiyi batırdı.250.000 şehidimizin kanı yerde kalmayacaktır. Dedelerim,ninelerim,ruhunuz şad olsun.Gözünüz arkada kalmasın.Savaş olunca kimse gitmese bile bizler gideriz.Tanımadığımız onlarca insan için birkez de biz can veririz.Sarıkamış,Çanakkale bir kez de bizim kanınızı üzerinde kurutur.
Tarih: 2017-05-18 06:42:45 Kategori: Diğer
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Çanakkale Şehitlerine Mektup Nedir
Ben ve benim gibi kişilerin hayatını, geleceğini, şerefini ve gururunu kurtaran fedakâr Mehmetçik. Bana bağışladığın o kadar çok şey var ki. Aldığım her nefes senin eserin. Köle değilsem işkence görmüyorsam bunda senin payın büyük. Her dakika savaş halinde değilsek, ölüm korkusuyla yaşamıyorsun, dışlanmıyorsun, ikinci sınıf insan sayılmıyorsam, esir değilsem bu sendendir. Ailem, yakınlarım gözümün önünde öldürülmediyse onlarla mutlu mesut yaşıyorsam bunu sana borçluyum. Sen bize yaşanabilir bir hayat verdin. Yaşayabileceğimiz bir toprak verdin. Kendi dilimi ana dilim diye konuşuyorum. Kimsenin himayesi altında değilim. Kendi bayrağım yükseliyor masmavi gökyüzünde. Kara bulutlar saramıyor etrafımı istesede. Başkasının değil kendi bayrağımız. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık sembolü, ay yıldızlı kan kırmızısı bayrağımız. Göklerde dalgalandığını gördükçe ne kadar özgür ve bunu sana borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Sana bu borcu ödeyemeyeceğimizi biliyorum. En azından ileri bir topluluk olun diyişini duyabiliyorum. Çok şey değişti sizden sonra. Kardeşlikler bitti. Sen kendini hiç tanımadığın kardeşlerin için can verirken biz birbirimizi tüketiyoruz.Herkes açık arıyor.Özür diliyoruz.Ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor.Biz hiçbir zaman sizlere layık olamayacağız.
DERYA AYDEMİR
Ey Şanlı Şehitlerim
Sizin hikâyenizi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim. Yaşımın küçük olmasına rağmen sizin vatan için verdiğiniz mücadele beni çok derinden etkiledi ve bu benim içimde hiçbir zaman çıkmayan bir acı olarak kalacak.
Şimdi ise düşünüyorum da, kiminizin yaşı daha çok küçük olmasına rağmen elinizde doğru düzgün cephane olmamasına rağmen kendinizi ateşin ortasına atarcasına savaşmaya vatanı kurtarmaya gitmişsiniz. Kiminizin ise arkasında birçok gözü yaşlı anne, gözü yaşlı eş ve çocuklar bırakmışsınız.
Kim bilir ne kadar gurur vericiydi sizin o arkanıza bile bakmadan başınız dik bir şekilde savaşa gidişiniz. Bunları düşünürken bile duygularıma hâkim olamıyorum. O zamanlar yaşasaydım sizin gibi gözümü kırpmadan savaşa gider miydim? Emin değilim.
Vatanımın gurur kaynağı şehitlerim, yurdumun solmayan gülleri sizinle ömrümün sonuna kadar gurur duyacağım. İnanın ömrümün sonuna kadar adınızı her yere taşıyacağım ve her zaman gururlanacağım.
BATUHAN GÖZÜTOK
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ’NE MEKTUP
Söze nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. O kadar zor ki… Hiç görmediğin tanımadığın nasıl birileri olduğunu bilmediğim kişilere mektup yazmak. Ama bir o kadar da içinde onlara karşı sevgi, saygı, güven ve minnet duygusu barındırmak. O kadar karışık ki insan ne yazsam diye düşünüyor. Ben de şuan aynen bu durumdayım. Öğretmen Çanakkale şehitlerine mektup yazın dediği zaman bir an durdum ve kendime şunları sormaya başladım. Hiç tanımasam da görmesen de nasıl birileri olduğunu bilmesen de Mehmetliklere borçlu olduğun bu vatan, bu topraklar için ne söyleyeceğim? Ne yazacağım? Bu minnet duygusunun karşılığını verebildik mi? Veremedik mi? Bize bu vatanı emanet eden onca askere bu vatan uğruna evlerinde, sıcak yataklarından ayrılan onca Mehmetçiğe karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirebildik mi? Bu vatana, Mehmetçiklere yakışır biçimde sahip çıkabildik mi? Diye bir sürü sorular sordum. Şimdi bunların cevabını arıyorum. Düşünüyorum, mektubumda sizleri üzecek bişey söylememek için. Düşünüyorum, yalan söylememek için. Ama ne yazacağımı düşüncelerimin doğruluğunu bilmiyorum. Bu memlekete layık mıyız bilmiyorum.
Aslında sizlere layık olmak için ne yapmalıyız? Bu sorunun cevabını düşünüyorum. Eğer sizler gibi vatanı korumak, yükseltmek istiyorsak illa sizler gibi şehit mi olmamız lazım? Evet gerekirse bizde bu vatan için şehit oluruz, peki şehit olmadan günümüz şartlarıyla bir şey yapmak daha doğruysa işte benim istediğimde tam bu; günümüz şartlarını kullanmak. İnsanlar birbirini öldürerek savaşarak değil de eğitimiyle bilgisiyle gelişmişlik düzeyi ile birbirleriyle savaşsın. Öyle bir ülke olsun ki askeriyle, kültürüyle, eğitimiyle, gelişme hızıyla, adından bahsettirsin. Diğer ülkeler bunun nasıl başarıldığını merak etsin, öyle merak etsinler ki bizleri günümüzü araştırsınlar hatta geçmişimizi tarihimizi merak etsinler ve siz kahramanlarımızı öğrensinler şanlı tarihimizi bilsinler istiyorum. Ve bunları yapmak için de illa savaşarak şehit düşerek olmasın. Ama o noktaya da gelirsek inanıyorum ki hepimizin içinde tıpkı sizler gibi Mehmetler çıkar. Benim söyleyeceklerim bu kadar biz şimdi böyle bir millet olmaya çalışıyoruz. Umarım size layık olabilmişizdir.
EBRU DURDU
Şanlı ve kahraman atalarım şuan çok karmaşık duygular içindeyim size nasıl bir mektup yazacağımı bilemiyorum. Çünkü siz çok yüce insanlarsınız. Siz olmasaydınız biz şuan hangi devletin sömürgesi altında yaşayan sömürülen bir devlet olurduk? Bunu bilemiyorum ama bildiğimiz tek bir şey var bu vatan bu millet sizi asla unutmayacak. Siz orda karda kışta bu ülkenin bağımsızlığı için bu ülkenin bizim olması için bu ülke için savaştınız ve bu ülkeyi bize bıraktınız. Bu ülkeyi bu savaşı bağımsızlığı kazanmak bizim kelimelerle anlattığımız kadar kolay olmadı. Siz orda sadece büyük devletlerle savaşmadınız orda yoksullukla, açlıkla, soğukla vb. bu milleti kurtarmak için canını bile gözünü kırpmadan feda edebilen şanlı askerlerimizsiniz.
Düşünüyorum da şimdi bir savaş olsa acaba sizin gibi ailesiniz sevdiklerini gözü yaşlı bıraktıklarını düşünmeden o cepheye savaşmaya gidecek insan var mıdır? Ben bile kendimden şüphe duyuyorum. İnşallah Allah bize de orada savaşmayı, savaşacak cesareti, iman gücünü vermeyi nasip etsin. Sizler ölümsüzsünüz çünkü şehitler ölmez. Siz ölmediniz ama biz sizin bıraktığınız emanete bu ülkeye sahip çıkamıyoruz. Çünkü eskisi gibi vatan millet sevgisi kalmadı herkes kendi çıkarını düşünüyor. Bu ülkeye nasıl zarar veririm diye düşünüyor. Kimse bu ülkenin gelişmesini istemiyor. Bütün devletler eskiden olduğu gibi bize düşman ama biz bu vatanı kolay almadık kolay kolayda bırakmayacağız. Kimse “Türk” kelimesini duymak istemese de ben diyorum ki “Ne mutlu Türküm diyene.”
Halil İbrahim Karaoğlan
ŞEHİTLERİMİZ!
Sizin vatanınız ve bizim için yaptıklarınız o kadar çok önemli ki ama biz bunun farkında değiliz. Vatanınızın bir karış toprağını bile korumak için savaşan ve gözünü kırpmadan ne pahasına olursa olsun kanını feda edebilen Şehitlerimiz! Gelip de bizim şu halimizi görseniz bir damlacık kanınızı bile vermezdiniz. Biz ise orda ki insanlık dramını bir film gibi görerek ve sizi önemsemeyerek size ne kadar haksızlık ettiğimizin farkında olsak sizin koruduğunuz bir karış toprağı bile karanlığa sürüklemezdik. Ama ne yazık ki vatanımızı sizin gibi koruyamıyoruz ve karanlığa doğru yavaş yavaş yelken açıyoruz. Şehitlerimiz biliyoruz ki yattığınız yerde rahat uyuyamıyorsunuz. Dert etmeyin biz bu vatanda oldukça sizin bırak tığınız bu mirası koruyacağız. Siz ki bu vatan için arkanıza bile bakmadan kahramanca savaştınız. Bu savaşta kimleri kaybetmediniz ki! Ailenizi,çocuklarınızı,eşinizi,dostunuzu hiç düşünmediniz. Her şeyi geride bırakıp vatan uğruna ne pahasına olursa olsun savaştınız. Biz ise hiç sıkıntı çekmeden sizin kazandığınız vatanda yaşayıp gidiyoruz. Ama inanıyorum ki biz de o dönemde sizler kadar olmasa da yinede vatanı korumaya çalışırdık. Fakat şimdi çok rahat olduğumuz için biraz da vatanın ne demek olduğunu , vatanın bir karış toprağının bizim için ne denli önemli olduğunu anlamıyoruz. Siz şehitlerimizsiniz ama ölmediniz. Bu topraklar bizde oldukça ölmeyeceksiniz.
Sizin gibi kahramanlarımız olduğu için
NE MUTLU BİZE NE MUTLU MİLLETİMİZE
Halil YILDIZ
ŞEHİDİM
Çanakkale deyince aklıma birçok şey gelirdi ama bir mektup yazmak… Sanırım biz artık unutuyoruz sizi. Yoksa bu yarışmalara hiç gerek kalmazdı. Bu yarışmalar sırf sizi hatırlatmak için yapılıyor. Ne kadar acı sizi yine hatırlamaya çalışmak, yaşamak… Yaşamak dedim de sizi yaşamak ne mümkün. Siz Bedrin aslanları değerinde, siz iki cihan sultanı ile savaşmış bir cennetle müjdelenen nesil. O kadar asker, tek bir ruh, millet kurtarma sevdası. Siz Hz. Muhammed’ e(SAV) komşuluğa giden bir ümmet. Bu millet size çok şey borçlu ama bugünkü milleti bir görseniz savaşmayı bırakır düşmana verirdiniz sanırım. Bugünkü millet bilincini yitirmiş, benliğini yitirmiş Doğu Roma yı da Batı Roma yı da yıkan Türklere bir hırs bulaşmış Yeni Roma ya girmek. Sen ki tüm dünya devletlerine elinde silah olmadan kafa tutmuş, meydan okumuş ve başarmışsın. Ülkeni, milletini, dinini, korumayı amaçlamışsın. Millet kendini muhafaza etmeye çalışmış, belli kısım yapmış, belli kısım… Milli benlik kalmadı bu zamanda lafta herkes milliyetçi, savaşçı bunlar tek bir şey hepsi yamyam hepsi aç. Hepsinin tek amacı, tarihten silmek bizleri… Unutturmak sizleri… Gömecekler bizi toprağa, gideceğiz gerçek anamız toprağın kucağına… Yamyamlar sarmış dört bir yanı, birleştirmiyorlar ana yurtla bizi. Hepimizi unutmaya mahkûm ettiler. Unutturuyorlar sizleri… Gelişim lafta var hep gelişiyoruz diye gidiyoruz karanlığa... Ben unutmayacağım ben bağıracağım, haykıracağım hep unutturmayacağım sizi. Sizi sadece belli tarihlere sığdırıp anlatmayacağım sen bir yüz yıla sığmamışsın ben seni nasıl sığdırayım bir güne, bir haftaya, sığmazsın taşarsın. Ben sizi neye sığdırayım, hiçbir şey kabul etmez, utancından mahvolur hepsi, senin asilliği sığdıramazlar kendine. Şimdi nereye koyayım kitaplarda bir sayfaya üç satır kelime, nasıl olacak bu iş bir kapağın içine sığmadın. Şimdi buldum senin yerini senin yerin göklerdeki ay yıldızın kırmızısı…
Harun SOLAK
Selam size Çanakkale Aslanları
Sen bize çok zor şartlarda bu vatanı emanet ettin. Yedi düvele meydan okundun. Bazen mermin bitti, süngü taktın, aç kaldın taş bağladın, yaralandın belki yıllarca belki de hiç aileni görmeme ihtimaline rağmen yine de cepheye gittin ve kahramanca savaşıp destan yazdın. Peki, niye bunları yaptın?
Bizim için mi, Çanakkale geçilmez dedin. Peki, hiç düşünmedin mi, torunlarımız bu vatana sahip çıkabilir mi? Eğer gençliğimizin şimdi ki halini görseydin cepheye gitmek şurada dursun, ayağını bile kıpırdatmazdın. Çünkü biz verdiğin emanete sahip çıkamıyoruz. TÜRK gençliği günden güne bozuluyor. Artık Çanakkale’yi geçtiler. Sen geçirmedin ama biz geçirdik be atam…
Biz Sultan Alparslan’ın, Fatih’in torunları olduğumuzu unuttuk. TÜRK milleti bencil olmaya başladı. Artık çoğu kişinin vatan, millet umurunda değil. Ama sen üzülme biz daha bitmedik. Daha içimizde vatan millet aşkı dolu TÜRK evlatları var. Sen şimdiki gençlik için canını vermedin. Sen Kürşad için, Fatih için, Sultan Alparslan için yani atalarımız için canını feda ettin.
Bu topraklar üzerinde çok TÜRK kanı aktı. Çünkü burası bizim toprağımız bizim vatanımız. Ne mutlu sana ki sen bu toprakları düşmana dar ettin, cehenneme çevirdin.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE
İbrahim Alparslan
TÜRKMEN
Ulu, Yüce Kahraman Şehitlerimiz
Sizleri çok özlüyoruz. Sizler gibisi yok, olmayacak olamaz. Bu nesil sizlere muhtaç. Bu neslin doğru kişilere, doğru nasihatlere, gerçek kahramanlara, askerlere ihtiyacı var. Siz şahadet şerbetini en iyi şekilde içtiniz. Biz şahadet şerbetinin tadını tatmak istiyoruz, yaşamak hissetmek istiyoruz ama yapamıyoruz.
Bize Çanakkale’yi anlatın, bize şehit olmayı anlatın, bize Türk olmayı Osmanlı olmayı anlatın. Sizin sayenizde biz buradayız özgürüz. Siz bizim ulaşmaya çalıştığımız refah seviyesine çıkarmaya çalıştığımız, bu ülkenin kurucusu askeri liderlerisiniz. Biz ise sizin kurduğunuz bu güzel ülkeyi memleketi geliştirmeye çalışan ama yapamayan torunlarınızız. Bir işte önemli olan temeli atmaktır. Ondan sonrası kolay. Siz zor olanı başardınız. Fakat biz hâlâ çıkmakta zorlanıyoruz. Şu an bizi görseniz belki de “ Biz bunlar için mi canımızı gözümüzü kırpmadan verdik.” diye yakınırdınız. Siz rahat uyuyun görevinizi fazlasıyla yerine getirdiniz. Ahrette bizlerden şikâyetçi olmayın. İnşallah en kısa sürede ülkemiz en refah ve en Layık düzeye gelecektir.
İbrahim Balta
Ey Şehit Oğlu Şehit Atalarım!
Başta Allah sizi cennetin koyar ve biz torunlanıza şefaat edersiniz inşallah..Ey şehit oğlu şehit atalarım siz bu memleketi kurtarmak ve biz torunlarınıza bırakmak için aç ve susuz kaldınız memleketinizden ayrı düştünüz..Malınızı ve varlığınızı ve her şeyiniz olan canınızı verdiniz.Ailenizden ölürsem şehit kalırsam gazi olurum diyerek ayrıldınız.Yavuklunuzu nişanlınızı babanızı ve sizden başka kimsesi olmayan annenizi geride bırakıp bu vatan için bu din için gidip cephede aç susuz savaştınız. Hepsi iyi bir gelecek, geleceğe bağımsızlığını vermek için canlarınızdan vazgeçtiniz.
Bunları yazarken üzülüyorum. Çünkü her şeyinizden vazgeçerken sizin adınız geçtiğinde bir Fatiha okuyamayacak seviyeye düştük. Siz islamı güzel bir şekilde yaşayıp şehitlik mertebesine ulaştınız. Ama şimdi sizin arkanızdan bir Fatiha okuyun desek Fatiha ne diye soran bazı insanlar çıkacak. İşte bir size bakın birde bize , siz şehitlik mertebesine ulaşmışsınız ve biz bir Fatiha suresini bile bilmiyoruz.
Biz sizin hakkınızı nasıl ödeyeceğiz bunu düşündükçe insan çıldıracak gibi oluyor. Çünkü siz 250 BİN atamız canınızı bizim için vermişsiniz. Biz şimdi istiklal marşı okunurken elimiz cebimizde duruyoruz.
Ellerinizden öpüyorum ve Allah’tan sizin bize şefaatçiniz olmanızı niyaz ediyorum! Ben sizlerden helallik istiyorum. Hakkınızı helal edin ve mezarlarınızda rahat uyumanızı diliyorum.
İBRAHİM ÇELİK
Ey Çanakkale bekçileri,
Bir olay olduğunda anamızı ilk koruyacak olan babamız, dayımız, amcamız, biz yani
Çocukları oluruz. Eğer vatan bizim anamızsa ve onu zor gününde koruyan onun çocuğu, dayısı, amcası, babasıysa Çanakkale’de o zor, çetin şartlar altında can verme pahasına vatanı koruyan siz aziz şehitlerimiz bu vatanın çocukları, dayıları, babalarısınız. Kısacası bizim atamız damarlarımızdaki asil kanın kurtarıcılarısınız.
Çanakkale’deki o zor ve çetin şartlar altında vatan anayı koruyan siz şehitlerimize sonsuz teşekkürlerimi bildirmekten gurur duyarım. Ama ne yazık ki bize verdiğiniz, daha doğrusu emanet ettiğiniz bu vatanı layıkıyla koruyup kollayamıyoruz. Daha doğrusu aramızda kollamayanlar, korumayanlar var. Herkes böyle desek yalan olur. Sizden sonra bu topraklarda bu vatanda çok şey değişti. Zamanında sizinle savaşıp canınıza kast eden düşmanlarımıza yalakalık yapar hale geldik. Örneğin; AB’ye girmek için çok tavizler verdik ve halende giremedik. Bence daha da giremeyeceğiz. O eski uyanıklığımızı, cesaretimizi uyandırmak için başımıza bir felaketin gelmesini bekler olduk adeta. Selam verip selamın alınmadığı uzatılan bir ele elin verilmediği, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesinin hâkim olduğu berbat bir zaman diliminin içerisindeyiz. Biz sizler gibi birlik olup omuz omuza bunlarla savaşamıyoruz. Ama biliyoruz ki her TÜRK’ ün yüreğinde kocaman bir aslan yatar. Aslanın harekete geçmesi için uyanması gerekir. İşte biz bu aslanın uyanması için bir uyarıcı bir düşman bekler olduk. Hani Oğuz Kağan diyor ya “ Tanrı Türk milletini rahata alıştırmasın” biz rahata alışmaya başladık. Rahat yaşayan bir toplum her an saldırıya açık bir karakol gibidir. Her an düşmeye hazırdır. Eğer karakolun içinde birkaç asker önce uyanırda saldırıyı fark ederse yani rahatını bozarsa o karakolun düşmesi çok zordur.
Vatanı karakola benzetirsek saldırılardan korunmak için rahatını bozacak fedailere daima ihtiyaç olacaktır. İşte sizin zamanınızda bu görevi siz yaptınız. Allah’ın izniyle biz bu görevi sizlerden devraldık. Görevimizi yapmak için Türkülüğü eskisi gibi güçlü olmak için değil rahatımızdan biz bu vatan için canımızdan seve seve vazgeçmeye hazırız. Allah yüzümüzü kara çıkarmasın.
Sizlere hayran olan Mehmet…
Mehmet DOĞRU
Sevgili Kahramanlarım;
Sizi her yıl saygıyla anıyor ve hatırlıyoruz. O günün şartları ve zorlukları nasıldı ve nasıl gidiyordu bilmiyoruz ama izlediğimiz videolarda ve ölen insan rakamlarına baktığımızda günümüz şartlarına göre sanki farklı bir dünyada yaşamış gibisiniz. Siz bunları başararak 5/10 ülkeyle tek başınıza azimle, inançla, Allah yardımıyla kazandınız. Kazandığınız bu vatanı korumak bize düşer. Bizim yaşadığımız bölgelerde vatan sevgisi ve koruma duygusu her gençte var ama batı ülkelerine yakın olan bölgelerde ki genç beyinler için aynısını söyleyemem. Çok değişti onlar abi kardeş kavgası, karı koca kavgası ve bunlardan doğan ölümler çok fazla. Aslında içim yansa da genç canların gitmesine dünya güzeli annelerin nur dolu gözyaşlarına elimden bir şey gelmiyor. Sadece diken diken tüylerle belki birkaç göz damlacığıyla geçiyor haberin ardından. Yinede faydam dokunuyor gibi hissediyorum. Bir söz gelince aklıma kimin söylediğini de bilmiyorum ama o sözü de yazayım size; elimden bir şey gelmiyorsa bile kalbinle iste, ben de kalbimle istiyorum. Herkes mutlu bir şekilde yaşayıp vatanımızın en gelişmiş bir ülke konumunda olmasına bunun için çalışıyorum derslerime. Sıkı sıkı inanmıyorum bir gün bu olacak herkes kardeş olacak. Bunları yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Sizin gözünüz arkada kalmasın sahip çıkarız biz vatanımıza…
MURAT BEKTAŞ
ŞEHİDİM…
Çanakkale herkesin bildiği ama asla için de yasayamadığı bir destan. Beklide en gerçekçi en acılı en soylu destanımız Çanakkale destanı. Birbirinden yiğit birbirinden kahraman gençlerimizin çocuklarımızın daha hayata gözlerini açmadan kendilerini Çanakkale topraklarında buldukları o destan. Gençler çocuklar diyorum çünkü onlar daha on beşine gelmemiş küçükler. Onlar bu vatan için hayatın en güzel döneminde bizim gibi oyun parkları yerine kendilerini savaş meydanında bulmuşlar. Onlar bizler gibi bizler gibi akşama neyli pasta yesem diye düşünmeyip savaş meydanında aç karnına kurşundan nasıl kurtulurum diye düşünmüşler. Onlar bizim için bu vatan için bu ezan için savaşmışlar can vermişler. Şimdi düşünüyorum biz onlar için ne yapıyoruz. Aslında hiçbir şey. Şimdi seslenişim sana şehidim
Gitme ey yolcu ,beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil,paylaşalım
Ne yapsın ya’simi kahreyleyeyim bilmemki!
Öyle dehşetli muhitimde döner matem ki
Ah karşım da vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi….nasıl yerlere geçmez insan..
M. Akif ERSOY
Belkide herkes sizin gibi olmayabilir en azından siz şehitlerimize saygı göstersinler.Siz gözünüzü kırpmadan savaşırken sizin yaptıklarınızın hatırına 1 dakikalık saygı duruşuna dayanamıyorlar.Banane deyip sırt çeviriyorlar.Keşke bu nesilde 99.yıl önce o cephede yaşasaydı diyorum yaşasaydı da görseydi vatan için nasıl savaşılır, vatan için savaşmak neyse vatan nasıl sevilir vatana nasıl sahip çıkılır görselerdi ...
MUSTAFA ÖZEN
Ey ölümsüz kahramanlar,
Siz çok zorlu şartlarda ölümü göze alıp cepheye gittiniz. Düşmanla karşı karşıya geldiğinizde bile hiç tereddüt etmediniz, geri çekilmediniz. İşte biz sizin bu fedakârlığınız ve korkusuzluğunuz sayesinde şimdi bu topraklarda Türk ve Müslüman olarak yaşıyoruz. Eğer ki geri çekilmiş olsaydınız biz belkide köle olarak yaşıyor olabilirdik. Hepsini size borçluyuz. Siz gözünüzü kırpmadan bu vatan uğruna savaştınız ve bu vatanı bize emanet ettiniz. Ama Türk gençliği bu vatana layığınca sahip çıkamıyor artık Türk gençliği bozulmaya başladı. Siz düşmanların Çanakkale’yi geçmesine izin vermediniz, gemilerini Çanakkale boğazına batırdınız ama şimdi serbestçe geçebiliyorlar. Artık kimin tarafını tutacağımızı bilemiyoruz. Şimdiki gençler bu vatanın ne zorluklar altında kazanıldığını unuttu. Türkler özbenliğini kaybetmeye başladı. Ama biz hala buradayız hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğiz. Elimizden geldiğince bu vatana sahip çıkacağız. Siz yerinizde rahat uyuyun bu vatan bize emanet. Bize geçmiş olan tüm haklarınızı helal edin.
Onur Işık
Ey şanlı askerim,
Sizin gibi vatanını, milletini, toprağını koruyan asker yetiştiren anneler babalar ne mutlu. Siz ne yüce askerlersiniz. Ananızı ,babanızı gözü yaşlı bıraktıklarınızı düşünmeden cepheye savaşmaya gelen şanlı askerler.Keşke bende küçük yaşta değilde büyük büyük olsaydım sizlerle birlikte savaşsaydım ahhh o zamanlar nerde.Bende sizin gibi şanlı bir asker olmak isterim .küçüklerde cepheye gelebilir.Ben gelip size mermi taşısam su dağıtsam yardım etsem sizlere iyi olur bence.Sizler korkmayın düşman ne kadar fazla olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir zaman sizlerden üstün gelemezler sizleri yenemezler.Sizlerde iman gücü var.sizler ölümsünüz.çünkü şehitler ölmez Size şaşıyorum.Acaba şimdi öyle bir savaş olsa sizin gibi ailelerini sevdiklerini gözü yaşlı bırakıp giden olur mu?Bilmiyorum ben bile kendimden şüpheleniyorum ,utanıyorum kendimden buna böyle bir cesareti gösteremeyenlerinde utanması lazım bence eğer içinde birazcık vatan sevgisi vatan aşkı varsa.Şimdi neler söyleyeceğimi inanın bilmiyorum sizin yaptıklarınız, başardıklarınız karşısında utanmadan bir şey yapmadan sizin yaptıklarınızla övünüyoruz.Sizler yücesiniz.ALLAH sizin gibilerin her zaman yanındadır.Sizin gibiler oldukça bu vatan asla ve asla bölünmez.Kimse bu vatanı bölmeye cesaret bile edemez…
RAMAZAN ÇAKIL
Selamünaleyküm Kahraman Dedelerim
Ben sizin bıraktığınız gelecekte yaşayan torunlarınızdan biriyim. Yattığınız yerde rahat mısınız? Diye soracağım. Sizin cevabınızı tahmin edebiliyorum: Rahat değilim diyeceksiniz, bende böyle derdim.Şimdiki Türklere bakıyorum bir çoğu atasının yolundan şaşmış, aslında sadece Türklerle sınırlandırmamak gerek Türkiye’de yaşayan bir çok millet kendi benliğini yitirmiş durumda Avrupa’ya benzeme akımı başlamış.Şimdiki geleceğin böyle olacağını bilseniz bu kez gelecek kuşaklar için değil sadece o anki Osmanlı devletini korumak ve namusunuzu savunacaktınız.benim yaşadığım zamandaki gençlik kendi hayatındaki o anı
yaşar, gençliğinin tadını çıkarmaya bakar başkalarını veya geleceği düşünmezler. Siz ki 15 yaşındaki bıyığı yeni terlemeye başlamış genciniz sakalına ak düşmeye başlamış yaşlınız omuz omuza verip bu milleti savundunuz, ölüme bile bayama gidercesine gülerek gittiniz ve şahadet şerbetini bir çoğunuz içtiniz. Fakat bizler ise yaptığınız o kahramanlıkların karşılığını henüz veremedik ama bir gün karşılığını vereceğimize inanıyorum.Bu yeni gençliğin
böyle yapmalarından yılmayacağız. Siz ne zorluklarla ne yokluklarla Çanakkale savaşını kazandınız. Bizler ise bu kadar varlıkla bu kadar kolaylık varken sizin gibi olamadık. Ancak sahtekarlığa ve kolay yoldan para kazanma hırsı bürümüş.Artık insanlar için devlet yok gibi sadece kendisi varmış.Bazen düşünüyorum bu insanlık nereye gidiyor aşk işleri almış başını gidiyor bari aşkları gerçek olsa oda yalan.Dedelerim geri gelin bu Türkiye’nin size ihtiyacı var. Ama gelmezsiniz çünkü bir kere şahadet şerbetini içtiniz onun verdiği hazdan nasıl vazgeçersiniz fakat bu gençlik ölüyor Dedelerim ama elden bir şey gelmiyor. Bu işler ne kadar gidecek bilmiyorum, ama tek bir şey biliyorum sizin gibi Kahraman ve yiğit insanlar çıkmadıkça dünya birbirine girecek. Ellerinizden öperim kahraman dedelerim.
Gelecekteki torununuz
Salih CEYHAN
Ey şehit oğlu şehit,
Bombalar, toplar, kurşunlar yine durmuyor. Uykusuz geçen gecelerin sonu gelmiyor. Belkide açsınız, susuzsunuz ama yinede savaştan dönmüyor, düşmanın iliğine kadar işliyorsunuz. Ölümüne savaşıyorsunuz. Zafere kilitlenmişçesine kendine, milletine, bayrağına güveni tam. Sen şehit oğlu şehitsin.
Mete’nin Çinlileri korkutup Çin seddini yaptırdığı gibi, Avrupa’ya aman dileten Attila gibi,50 bin orduyla 200 bin kişilik orduyu yok eden Alparslan gibi, 2 binle 500 bin haçlı ordusunu Hataya kovalayan Kılıçaslan gibi, 40 çeri ile binlerce kişilik çine karşı duran Kürşad gibi, gemileri karadan yürütüp çağ kapatıp çağ açan Fatih gibi aldınız Çanakkale’yi o şanlı kanınızla, bayrağımızla. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız işte. Belki şimdi onlar yok ama anılarınız ve şanlı kahramanlıklarınız hala yüreğimizde ve hep öyle kalacak. Bende isterim sizinle olmayı, birlikte savaşmayı. Bende isterdim vatanı için aç kalmayı, uykusuz kalmayı. Bende isterdim kahramanca şehit olmayı. O ak alnınızla mezarınızda rahat edin ruhlarınız şad yürekleriniz rahat olsun.
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
SELÇUK ÇALIK
Çanakkale şehitlerine ;
Şuan içimde barındırdıgım binlerce karmaşık duygu var ki bunları nasıl anlatacagımı , kelimelere nasıl dökecegimi bilmiyorum . ama şunu biliyorum ki bir yerlerden başlamam lazım .
Sizler bizim için Çanakkalede gözünüzü kırpmadan gece gündüz , kar kış demeden cesurca savaştınız . kimi zaman açtınız kimi zaman açıktaydınız . ama hiçbir zaman yılmadınız . amacınız vatanınızı korumak , bizlerin rahat etmesini saglamaktı . siz hiçbir zaman amacınızdan , ugrunda canınızı feda ettiginiz vatanınızdan vazgeçmediniz . ama şu da varki , bu kadar çabalarınızın . ugrunda can feda ettikleriniz – vatanınızın kurtulması ugruna geride eşinizi , ailenizi , her şeyinizi bıraktınız – için degecegini sanmıyorum . biz de sizin gibi aynı amaç ve hedef yolundayız fakat bu amaca hainlik eden , vatanını karış karış satan hainlerle mücadele ediyoruz . İnanıyoruz ki bizlerde – sizin kadar olmasak da – elimizden geldigi kadar sizler için , kendimiz için , en önemlisi vatanımız için canımızı feda etmek pahasına savaşacagız . sizlerin , yattıgınız yerde rahat etmeniz , canınızı başa vermediginiz ve bize verdiginiz bu emanate sahip çıkmak için her şeyi göze alıyoruz .
Yattıgınız yer cennet , ruhunuz şad olsun .
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Merhaba, yurdum için tüm fedakârlıkları yapan hiç tanımadığı ve tanıyamayacağı insanlar için onların şerefi, namusu için Çanakkale`de, Sarıkamış`ta, Bedrin askerleri gibi sonunda ölüm olduğunu bile bile M.Kemal`in önderliğinde ``ALLAHUEKBER``diyerek savaşa giden Mehmetçiğim. Sizleri şu iki üç taneciğe sığdıramıyorum. Mehmetçiğim biz seni görmeden sevdik. Biz sizleri görmeden sizlere bağlandık. Mehmetçiğim böyle diyorum. Ama bir de etrafıma bakıyorum da biz sizlere layık evlatlar, torunlar olamıyoruz. Şöyle bir etrafıma yeniden bakınıyorum da, devleti satanı mı dersin, kardeş kavasına düşeni mi? Dedelerim, o zamanlar siz, Kürt, Türk, Alevi, Sünni, Çerkez demezdiniz. Siz tek bir kelime kullanırdınız``kardeşim``.Ama şimdi şimdi öyle değil. Artık ``biz``kelimesini kullanmıyoruz. Dedelerim sizler şu an bizi görüyor olsaydınız, Çanakkale`ye bizim için yeniden gider miydiniz? Ya da bizler için şehit olduğunuzdan dolayı pişman olur muydunuz? Böyle diyoruz ama cepheye mermi taşıyan, çocuğunun üzerinden battaniyeyi ıslanmaması için merminin üzerini örten nenelerimizi unutmamalıyız. Onların da çok ama çok büyük katkısı var. Ama Seyit Onbaşını`da arka plana atmamalıyız. O 275 kiloluk on kişinin dahi kaldıramayacağı mermiyi tek başına Allah`ın hidayetiyle kaldırdı ve en büyük gemiyi batırdı.250.000 şehidimizin kanı yerde kalmayacaktır. Dedelerim,ninelerim,ruhunuz şad olsun.Gözünüz arkada kalmasın.Savaş olunca kimse gitmese bile bizler gideriz.Tanımadığımız onlarca insan için birkez de biz can veririz.Sarıkamış,Çanakkale bir kez de bizim kanınızı üzerinde kurutur.
Tarih: 2017-05-18 06:42:45 Kategori: Diğer
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx